4 Mart 2013 Pazartesi

Virginia Woolf İle Bir İnsanlık Sorunu Üzerine #ocak2013


   Ne demek istiyorsun yani? diyor Virginia Bu ayki yazını sırf inat olsun diye noktalama işaretlerinden uzak tutulmuş bir şekilde mi yazacaksın? Peki ama o zaman soru işaretini neden kullanıyorsun?
   Evet soru işareti hariç hiçbir noktalama işaretini kullanmayacağım bu yazımda Virginia
   Neden kullanmıyorsun peki?
   Şaşkın kalakalıyorum bir an için Bir tepki belki de Virginia diyorum Hatalarını göremeyen insanlara bu şekilde bir tepki geliştirdim sanırım içimde
   Ya soru işareti? diyor
   Soru sormak bizim hayatta kalma sebeplerimizden biri ve bunu da soru işareti belirginleştiriyor Bu yüzden soru işaretini sökmemeye karar verdim sözcüklerin arasından Ne de olsa onun da bir karizması var
    Haklı olabilirsin diyor Virginia ve ekliyor Hem bu şekilde içsel bir uyanışa ses oluyormuşsun gibi de hissediyor musun yoksa? diyor
    Kesinlikle diyorum
    Kadınlar diyor Kadınlara da soru işaretlerini geri verecek misin?
    Kadınların her biri kendi içinde bir soru işareti zaten diye yanıtlıyorum muzipçe
    Konuyu dağıtmaya karar veriyorum Noktalama işaretlerine bir insan neden bu kadar takılır? İnsan başkalarının hatalarını söylemekten neden bu kadar zevk alır ve haz duyar? Günlerin aydınlık süresi neden sürekli değişir? Kadınların ortak bir beklentisi olabilir mi? Bir kadını çözen tüm kadınları anlamış sayılır mı? Katil uşak mı yoksa aşçı mı?
   Virginia diyorum Suyu çok mu seviyordun?
   Soruş nedenimi merak ettiğini bakışlarının değişmesinden anlıyorum Bunu neden sordun şimdi? diyor
   İntihar diyorum Kendini boğarak öldürdüğünü hatırlamıyor musun yoksa? Bu röportajda senin intiharını sorgulayacağımızı söylemiştim sana ve sen de bunu kabul ederek geldin buraya
   Noktalamalardan sonra kafam iyice karıştı diyor Virginia Sahi intihar üzerine mi konuşacaktık burada? Şimdi onu bıraksak da kadınlar hakkında konuşsak olmaz mı? diyor
   Bu köşe başından beri kadınlara ayrıldı zaten diyorum Ama burada şimdi senin serüvenini konuşalım istiyorum ve bence bütün serüvenler bittiği yerden anlaşılmayı hak ediyor
   Haklısın ama konuşmak istemiyorum Kimse benim hayatımı merak etmesin istiyorum Ben de sıradan bir kadınım sonuçta diyor Virginia Bütün öteki kadınlardan bir farkım olmadığının bilinmesini istiyorum çünkü kadınlar arasında bir eşitliğin olmadığının düşünülmesi başlayıp başlamayacağı belirsiz bir maratonun hazırlığına götürür bizi
    Peki her zaman böyle mi düşünüyordun Virginia?
    Bilmem diyor Ölmeden önce böyle düşünmüyorsam bile hayatın insanı değiştirdiği kadar ölümün de kişiyi değiştirdiğinden düşüncelerim farklılaşmış olabilir
    Değişmek? diyorum
    Bir sözcüğe bu kadar yüklenmek doğru mu? Senin bir sözcüğe bu kadar yüklenmiş olduğun görülmüş şey değil aslında Virginia diyorum İyi misin?
    İyi mi? Ne sıradan bir tanımlama İntihar nedeni olabilecek bir tanımlama hatta
    Virginia diyorum Benim söylediklerimi umursamıyor gibi görünüyorsun ama ben buna inanmak istemiyorum Ben noktalamalardan soyutlayıp bir tür tepki gösterisine dönüştürdüğüm bu yazımda senin intihar nedeni olarak gördüğün ya da görmediğin her şeyi konuşmak istiyorum Virginia Woolf gibi yaratıcı biri dahası bir kadın neden kendisini ceplerine taş doldurup Ouse Nehrinde boğar?  Ya da her intihar içinden çıkılamayacağı düşünülen dert ve bunalımlardan ayrı olarak kişinin kendi doygunluğuna ulaştığının kanıtı gibi okunabilir mi? Virginia noktalarımı virgüllerimi ünlem işaretlerimi kim kaçırdı benden?
   İnsan kimyası gereği içinden çıkamayacağı soruları içinden çıkabileceğini düşündüğü insanlara sorar diyor Virginia
    Haklısın ama bu sorularımdan herhangi birinin yanıtı değil Ben senden bir yanıt bekliyorum yoksa bu yazının hiçbir manası kalmaz Eksik kalır yani Belki de kendi kendini yok edip okunamaz hale gelir ve soru işaretlerim de kaybolur
   Hayatı çok ciddiye alıyor gibi görünüyorsun Bence bazen sadece yaşamak gerekir ciddiye almak yerine diyor Virginia ve ekliyor İntiharı benim üzerimden de olsa bu kadar sorgulamamalısın Ben içimde yaşattığım karakterlerim ile girdiğim çatışmanın sonucunda engellenmesi imkansız olarak kendi sonumu hazırladım Bundan ötesi var mı? Sorduğun için cevaplıyorum ama bil ki bu ölmeden önceki bilinç ile verilmiş bir cevap olmayacak hiçbir zaman çünkü o dünde kaldı O zamanki ben ile şimdiki ben bir değiliz
   İntihar ani verilen bir karar ve oturup düşünseydim belki yaşanılacak günlerim hala olacaktı o zaman Ama düşünmek gücünü bulamadım içimde Çünkü insanlardan çok onların eleştirilerini göz önünde bulunduruyordum Oysa öyle olmamak gerekir bence diyor Virginia
   Bir insanın ölmeden önceki ve sonraki düşüncesi birbirinden ne kadar farklı olabilir ki hem? diyorum Perde iniyor Virginia kendi dünyasına dönüyor bir sonraki buluşmamıza kadar ve noktalamalarım geri geliyor.


Editörün notu: Köşe yazıları konseptini dergiye taşımam konusunda beni kırmayan Nazlı Eray’a teşekkürlerimi sunuyorum. Nazlı Eray, hoşça vakit geçirmek ve bir kurgu içerisinde kültüre doymak isteyenler için benzersiz kitaplar yazıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder