5 Haziran 2016 Pazar

İyi Yolculuklar Yazısı

Bu bir “iyi yolculuklar” yazısıdır.
Uzun bir dönemi keyifle, mutluluklarla, acıdan kasılıp kalarak ve kaldığımız yerden arkadaşımızın yardımıyla kurtularak, aynı dertlerin farklı uçlarından tutarak, köşelerimizin farkına vararak, tanımaya çalışarak, başaramayarak veya tastamam başararak, soluksuz kalarak, birbirimizi severek veya sevmeyerek, başka kalpleri kırıp dökerek, bile isteye kırıp dökmeye devam ederek, söylenecekleri saklayıp son anda söyleyerek, susarak, belki en çok susarak ve araya yüksek barikatlar örerek geçirdik. Bitti gitti neticede. Geriye tortulardan başka hiçbir şey kalmadı.
İnsan, en az sevdiğinden veya hiç sevmediğinden de çok şey öğreniyor. Bu yüzden kırılan monotonluk geride herkes için bir özlem bırakarak gidiyor.
Kendi adıma söylemeliyim ki, halen birçok noktasını çözemediğim bir uzun dönem kaldı geride. Tanıyıp yanıldıklarımla, tanımaktan keyif aldıklarım ve hiç aklımdan çıkarmayacaklarımla, sevmediklerimle ve katiyen sevemeyeceklerimle, dönme dolap gibi bir aşağı bir yukarı hareket edip duygular arasında gidip geldiğim an ve o anların içindeki insanlarla geçti. Bazıları fosforlu çoraplar giyen bir erkekle yan yana durmayı öğrendi, bazıları gizlediği tabularını başkalarında gerçeğe dönüştürmeye çalıştı de değişmedi. Dizleri kanamasın diye düştüğü yerden kaldırmaya çalıştık bazılarını. Hayallerine inananlara ortaklık ettik. Dinmeyen sızıların ardından bakıp bitmesi için adaklar adadık. Ağladık. En çok güldük. En fazla, durmadan, ağlayıncaya dek güldük. Gülüşler anılarda dondu kaldı.
Geride kalan bir şey yok şimdi.
Boşluk da değil bu. Enerjinin başka bir şeye dönüşüp kara deliklerden birine gitmesi, orada depolanması gibi bir durum. Asla bütünüyle aynı, değiştirilemeden, kurgulanmadan anlatılamayacak günler. Çünkü insan zihni oyun oynar, anıları deforme eder. Zaman, en çok anıların biçimini ve dilini değiştirerek geçip gider. Hatırladıklarımız eksilirken, bir yandan da hatırladığımızı sandıklarımız değişir ve yeniden kurgulanır. Anılar, kendi kendini değiştirir.
Kısa bir an, nefes molası gibi bir an düşünmeden edemedim: Hayatımızdan iyi ya da kötü geçen herkes bir iz bırakıyorsa, en çok sevdiklerimiz gibi sevemediklerimiz de anılarımıza dâhil oluyorsa herkese tüm iyi niyetle iyi yolculuklar demek gerekir. Muhtemeldir ki birbirini görmeyecek, göremeyecek kimseler birbirini hatırlarken anıların dönüştürülmüş tuzağına düşer.
Bu yüzden işte, yolculuk başlarken, herkese iyi yolculuklar demek gerekir.

İyisiyle de, kötüsüyle de.