26 Haziran 2014 Perşembe

Beklemek Başkalaştırır

O, gökyüzünde salınan bir düşünceye dönüşecek sonunda. Belki helyum gazı yüklü bir balona… Belki de karahindibanın adını çağrıştırırcasına bahtsız tohumuna… Ardından unutmaya başlayacaksın. Alışmaya başlayacaksın. En fenası da unutmaya alışmaya başlayacaksın. Ve günün birinde artık salınmayacak gökyüzünde. Gökyüzünü temizlemiş sayacaksın kendini. Unutarak. Alışarak. Ve unutmaya alışarak. Derin bir boşluğa dönüştüreceksin her yönünü, bir başkasının gelip doldurmasını beklemeyi planlayacaksın ahmakça, aslında hiç inanmadığın bu düşün içine çekeceksin kendini yaka paça. Artık eskisi gibi olmayacaksın. Olamayacaksın. Çünkü en çok, birini beklemek başkalaştırır insanı. Vahşi bir duyguya sürükler beklemek. Bu yüzden bekleyenlerin hepsi fena halde yaralıdır anlayana. Görebilene. Belki de yalnızca bekleyene görünür bu yara.