5 Temmuz 2014 Cumartesi

Bir Kadının Suç İtirafı

Beni bir Van Gogh tablosunun altında becermek istemesi bardağı taşıran son damla oldu. Van Gogh’a dahi duyduğum saygıyı unuttum bir an ve tabloyu adamın kafasına geçirip ona zarar vermek istedim. Tabloya değil tabii, adama zarar vermek istedim.
İlişkimizde günlerdir bir tutukluk olduğunu hissediyordum zaten.
Günler eskisi gibi akmıyordu.
Yağlanması unutulmuş eski bir kapı gibi gıcırdayıp duruyordu konuşmalarımız.
Konuşmalarımız bir tür çığırtkanlığa dönüşmüştü yani.
Birbirini anlamayan, duymayan, duysa da konuşmayan, konuşsa da anlatmayan onlarca çifte benzemiştik sonunda. Başlangıçta verdiğimiz söze rağmen.
Van Gogh tablosu ise sorunlara son cilayı attı.
Parlattı sorunları.
Ama ben ona demiştim başından, bir fahişenin sevgilisi olmaz, olamaz, olsa olsa dostu olur. O da cebine para doldurmayı ve bedavadan bir kadınla yattığını hesaplarken kıskanmaya vakit bulamaz. Bulsa da hangi birinden kıskanacak?
Bu yüzden daha fazla konuşmak istemiyorum Hâkim Bey.
Evet, öldürdüm onu, hem de vahşice.
Sanırım hayatın sırtıma yüklediği ağırlığın altında kalmaktan kurtulmanın tek yolunu onu, bana ressamların isimlerini tek tek öğreten o resim öğretmenini öldürmek biçiminde kurguladım.
Evet, kurguladım.
Ve o kurgunun altında kaldım efendim.
İlahi kurguya, kendi kurgumla savaş açtım.
Ama olmadı.
Şimdi cezam neyse onu çekmeye razıyım, yeter ki “hayat üstüme binip durmasın”.
Yeter ki nasıl düştüğüm daha fazla sorulmasın.
Çünkü cevap vermekten yoruldum.
Çünkü suçumu kabul ediyorum.
Çünkü ben artık herkesin gözüne bir hiçim.
Hiç'in hiçi.
Ötekinin ötekisi.
Katil bir fahişe.
Fahişe sıfatıyla kabul edilmediğim onlarca insan tarafından yükü iki kat artmış bir biçimde kabul edilmeyi bekleyemem, beklemem.
Kimse katil bir fahişeyi görmek istemez.
İstememeli de zaten.
Bu yüzden tıkın beni hapishaneye.
Orada birisi şişlesin ya da ne bileyim bir şekilde öldürsün beni ve geberip gideyim.
Olur mu Hakim Bey?
Lütfen.
Yalvarıyorum size.
Bunun için yalvarıyorum.
Nasıl da aşağılık bir durumda bulunduğumu görüyor musunuz şimdi?
Ölümümü diliyorum. Hem de en saçma bir yoldan.
Siz de affedin beni.
Ama yine de tıkın içeri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder